Olumsuzlanma
Verneinung
Almancada, bir cümleye ne anlam vermek istediğimize ve hangi sözcük türünü olumsuz yapmak istediğimize bağlı olarak kullandığımız birçok olumsuzlama türü vardır.
Olumsuzluk türleri ve uygulamaları
Nein
Bütün cümlenin olumsuzlanması.
🤔 Willst du etwas essen? 👉 Nein.
- Tercüme
- 🤔 Bir şeyler yemek ister misin? 👉 Hayır.
nicht kelimesiyle birlikte tüm cümlenin olumsuzlanması
Tam bir cümle ile cevap verirken, nicht kelimesiyle tüm cümleyi olumsuz yapar. Nicht kelimesi cümlenin sonunda yer almaktadır.
🤔 Gehst du ins Kino? 👉 Nein, ich gehe ins Kino nicht.
- Tercüme
- 🤔 Sinemaya gidiyor musun? 👉 Hayır, sinemaya gitmiyorum.
Nicht
Fiilin olumsuzlanması
nicht kelimesi cümlenin sounundadır.
Ich rauche nicht.
- Tercüme
- Ben sigara içmiyorum
Ohne dicht gehe ich heute ins Kino nicht.
- Tercüme
- Sensiz bugün sinemaya gitmiyorum.
Ayrılabilir fiillerin olumsuzlanması
nicht kelimesi fiil önekinden önce gelir.
Ich rufe Anna nicht an.
- Tercüme
- Anna'yı aramayacağım.
İki veya daha fazla fiil içeren bir cümledeki olumsuzlama.
nicht kelimesi cümlenin sonunda fiillerden önce gelir..
Ich kann dir nicht helfen.
- Tercüme
- Sana yardım edemem.
Ich kann dich nicht reden hören.
- Tercüme
- Konuştuğunu duyamıyorum
Bir sıfatın veya zarfın olumsuzlanması.
nicht kelimesi doğrudan bir sıfatın / zarfın önüne gelir..
Sie fährt nach Deutschland nicht oft.
- Tercüme
- Almanya'ya çok sık gitmiyor.
Edat öbeğinin olumsuzlanması.
nicht kelimesi doğrudan edat öbeğinden önce gelir.
Der Kuchen ist nicht für dich.
- Tercüme
- Bu pasta sana göre değil.
Kein
Belirsiz artikel ile ve artikelsiz isimlerin olumsuzlanması
🤔 Hast du einen Hund? 👉 Nein, ich habe keinen Hund
- Tercüme
- 🤔 Köpeğin var mı? 👉 Hayır, köpeğim yok.
Das ist keine gute Idee.
- Tercüme
- Bu iyi bir fikir değil.
Ich bin kein Arzt.
- Tercüme
- Ben doktor değilim.
kein ... mehr (başka / fazla ... yok) yapısı ile ifadeler
Ich habe keine Kraft mehr.
- Tercüme
- Hiç gücüm kalmadı.
Der Lehrer hat keine Anmerkungen mehr.
- Tercüme
- Öğretmenin başka yorumu yok.
Es gibt keine Batterien mehr.
kein'ın çekimi
Kein, tekilde belirsiz artikel gibi, çoğulda ise belirli artikel gibi çekilir.
|
Maskulinum |
Femininum |
Neutrum |
Plural |
Nominativ |
kein (ein) |
keine (eine) |
kein (ein) |
keine (die) |
Genitiv |
keines (eines) |
keiner (einer) |
keines (eines) |
keiner (der) |
Dativ |
keinem (einem) |
keiner (einer) |
keinem (einem) |
keinen (den) |
Akkusativ |
keinen (einen) |
keine (eine) |
kein (ein) |
keine (die) |
Kein sıfat ile
Kein'den sonra sıfat gelirse, tekilde çekimi (ein) belirsiz artikelden sonrakiyle aynı, çoğulda ise çekimi (die) belirli artikelden sonrakiyle aynıdır.
|
Maskulinum |
Femininum |
Neutrum |
Plural |
Nominativ |
kein guter Freund |
keine gute Idee |
kein gutes Buch |
keine guten Freunde |
Genitiv |
keines guten Freunds |
keiner guten Idee |
keines guten Buches/Buchs |
keiner guten Freunde |
Dativ |
keinem guten Freund |
keiner guten Idee |
keinem guten Buch |
keinen guten Freunden |
Akkusativ |
keinen guten Freund |
keine gute Idee |
kein gutes Buch |
keine guten Freunde |
Bir zamir olarak Kein (hiçbir anlamında)
Von diesen Männern kein gefällt mir.
- Tercüme
- Bu adamlardan hiçbiri hoşuma gitmiyor.
İstisnalar ve özel durumlar
Diğer olumsuzlama biçimleri
Nichts (hiçbir şey)
Ich habe nichts in dem Kühlschrank.
- Tercüme
- Buzdolabında hiçbir şeyim yok.
Niemand (kimse)
Ich habe niemanden gesehen.
- Tercüme
- Ben kimseyi görmedim.
Nie (asla)
Ich trinke nie Alkohol.
- Tercüme
- Ben asla alkol içmem.
Nirgends/Nirgendwo (hiçbir yerde)
Ich kann nirgends Brot kaufen.
- Tercüme
- Hiçbir yerden ekmek alamam.
Ich kann meinen Schlüssel nirgendwo finden.
- Tercüme
- Anahtarımı hiçbir yerde bulamıyorum.
Keinesfalls (hiçbir şekilde)
Du darfst keinesfalls verlieren.
- Tercüme
- Hiçbir koşulda kaybedemezsin.
Keineswegs (hiçbir şekilde)
Es ist keineswegs eine gute Lösung.
- Tercüme
- Bu hiç de iyi bir çözüm değil.
Nicht mehr (artık)
Ich fahre Ski nicht mehr.
- Tercüme
- Artık kayak yapmıyorum.
- Açıklama
- Olumsuzlama bir isme atıfta bulunduğunda nicht mehr yerine kein(e) mehr kullanılır.
Ich habe keine Zigaretten mehr.
- Tercüme
- Artık sigaram yok.
Noch nicht (henüz değil)
Ich bin noch nicht sicher.
- Tercüme
- Henüz emin değilim.
Doch (olumsuzlamayı reddeder)
doch kelimesi olumsuzlamayı olumsuzlar, yani birisi "yapmadı" derse, doch "yaptı" anlamına gelir. Veya (kein) kelimesi kullandıysa, ör. "Artık patates cipsi yok" (es gibt keine Chips mehr), bu durumda doch kelimesi "var" anlamına gelir. Bu kelime, olumsuzlama olmaksızın bir cümleyi reddetmek için kullanılamaz. (Ayrıca, doch kelimesinin başka anlamları da vardır)
Es gibt keine Butter mehr im Kühlschrank. 👉 Doch. Es gibt noch ein Stück an der Tür.
- Tercüme
- Buzdolabında daha fazla tereyağı yok. 👉 Hiç de değil. Kapıda hala bir dilim var.
- Açıklama
- doch kelimesi "tam tersine" veya "hiç" anlamına gelmez, ancak Türkçede 1:1 eşdeğeri yoktur.
Hier darf man nicht parken. 👉 Doch.
- Tercüme
- Burada park edilmez 👉 Hiç de değil. (aksine, park edilir)